Teknik detaylardan havaya kadar pek çok sebepten sonra aslında nasıl yanıldığımızı duyduğunuzda biraz afallayabilirsiniz.
Çığlık çığlığa gezen helikopterleri gelin biraz da yakından inceleyelim.
Gürültüyü oluşturan havanın ta kendisi.
Ana rotor (motorun dönen kısmı), helikopteri havada tutan ve ileri doğru hareket ettiren ana güç kaynağı olarak karşımıza çıkıyor. Rotor döndükçe kanatların üzerindeki hava basıncı düşüyor ve alttaki hava basıncı da artıyor. Bu fark da helikopteri yukarıya doğru iten şeyken aslında gürültüyü çıkaran unsur oluyor.
Basıncı dengelemek için kanatların etrafından akan hava, düşük basınç nedeniyle ısınıyor ve aşağıdan yükselen daha soğuk, düşük basınçlı havanın altında kalıyor. Etkileşimle ortaya çıkan girdap da bir sonraki bıçağa çarptığında meydana gelen titreşimler, bizim duyduğumuz ses dalgaları hâlini alıyor.
Kalınlık gürültüsü faktörü de var.
Bıçak içinden geçerken havanın yer değiştirmesi “kalınlık gürültüsü” olarak tanımlanıyor. Rotor düzlemine yönlendirilirken bir de bıçaklara uygulanan kaldırma ve sürükleme kuvveti de ortaya çıkıyor. Bu da “yükleme gürültüsü” ve ses çıkaran bir diğer unsur.
İnerken daha fazla seslerini duyuyoruz değil mi?
Evet çünkü iniş ve kalkış sırasında “kanat girdap etkileşimi (BVI)”, adı verilen bir durum oluşuyor. Etkileşim, rotor kanatlarının, önceden oluşturdukları hava girdaplarıyla tekrar karşılaşması ve bu etkileşimin neden olduğu ses dalgalarının ortaya çıkmasına neden oluyor. BVI, helikopter gürültüsünün en önemli ikinci kaynağı ve özellikle iniş sırasında rahatsız edici seviyelere ulaşabiliyor.
Mekanik parçaları da göz ardı etmeyelim.
Motor ve diğer mekanik parçalar da helikopterin sesine ses katar. Helikopter motorları, genellikle yüksek güçte çalıştırıldığı için önemli bir gürültü kaynağı hâline geliyor. Ayrıca dişli kutuları ve diğer hareketli mekanik parçalar da sürtünme ve titreşim yoluyla ekstra gürültü üretebiliyor.
Helikopter gürültüsü aslında sandığımız gibi yüksek değil.
Düşününce, o ses kulaklarımızda yankılanınca bize oldukça fazla geliyor değil mi? Ancak durum duyduğumuz gibi değil. Uluslararası Helikopter Birliğine göre 150 metre yükseklikteki bir helikopterin gürültü seviyesi 87 desibel. 300 metrede ise bu gürültü 78 desibel oluyor.
Karşılaştırma yapınca şimdi ne demek istediğimizi daha iyi anlayacaksınız. Elektrikli süpürgelerin gürültü seviyeleri 63 ila 85 desibel arasında değişiyor. En sessiz dediğimizin bile desibeli 65. Yani baktığınızda aslında helikopterler bir elektrikli süpürge kadar ses çıkarabiliyor.
Tabii ki bu desibel seviyesi helikopter içindekiler için aynı değil. Eğer oradaysanız biraz daha yüksek ses duyabilirsiniz. O da genellikle 97 desibel civarında oluyor.
Peki neden daha fazlaymış gibi geliyor?
Bize göre helikopter sesi oldukça rahatsız edici. Ancak yapılan çalışmalarda görülüyor ki bizler normalden 2 kat daha yüksekmiş gibi duyuyoruz. Bunun nedeni olarak ise helikopterin spesifik bir gürültüye sahip olması gösteriliyor.
Helikopterler teknolojiden nasibini almıyor mu?
Helikopter üreticileri tabii ki iyileştirme için pek çok tasarım ortaya koyuyor. Rotor kanatlarının şekli ve malzemesindeki değişikliklerin de gürültüyü azaltmaya yardımcı olduğu görülüyor. Bu örneklerden biri de Airbus’un Blue Edge rotor kanatları.
Görselde de gördüğünüz gibi kanatlar, geriye doğru kıvrılmış bir uca sahip. Bu değişim de gürültü oluşumunu azaltmak için düşünülmüş bir teknik detay.
Yeni nesil hibrit ve elektrikli uçaklar da geliştiriliyor. Kentsel ortamlar için özel olarak tasarlanan bu helikopterler sayesinde bölgede yaşayan insanlar için gürültü makul bir seviyede tutuluyor.
Geliştirilen yeni yöntemler ile belki de gelecekte helikopterlerin gürültüsüz bir şekilde gökyüzünde süzüldüğünü görebiliriz. Gürültüsüz helikopterler şu an için hayal gibi gelse de bu, mühendislerin üzerinde çalıştığı gerçek bir hedef.
Bu içeriklerimize de göz atarak helikopterler konusunda bilgi dağarcığınızı genişletebilirsiniz: