Ahmet Hakan: Yılmaz Güney’i dokunulmaz kılmaya çalışmak yerine “İyi filmlere imza attı ama lümpen tarafları da vardı” deyin

Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, oyuncu ve yönetmen Yılmaz Güney’in ölüm yıldönümünün ardından başlayan kadına şiddet tartışmaları konusunda, “Gelin, Yılmaz Güney’i dokunulmaz kılmak için nafile bir çaba içine girmek yerine ‘O iyi filmlere imza atan ama lümpen tarafları da olan bir isimdi’ falan diyerek konuyu kapatın” dedi. 

Hakan, bugünkü yazısının “Yılmaz Güney’e iyilik yapmak istiyorsanız” başlıklı bölümünde şunları kaydetti:

“Eskiden Yılmaz Güney’in bir dokunulmazlığı vardı. Onun kadına şiddet uygulaması, cinayet işlemesi, silah külah işlerine bulaşması, magandalığı, lümpenliği falan “tabu” konuydu. Medyaya egemen olan sol çevreler, bu konuları pek açmazlar, açıldığında da üstünü hemen kapatırlardı.

Ama yeni dönem böyle bir dönem değil. Medyanın süper çeşitlendiği, sol çevrelerin medya egemenliğinin azaldığı, sosyal medya olgusunun yükselişte olduğu bir dönemde Yılmaz Güney’in dokunulmazlığının devam etmesi söz konusu olamaz.

Yılmaz Güney’e hayran olan ve ona iyilik yapmak isteyenlere bir tavsiyem var: Gelin, Yılmaz Güney’i dokunulmaz kılmak için nafile bir çaba içine girmek yerine “O iyi filmlere imza atan ama lümpen tarafları da olan bir isimdi” falan diyerek konuyu kapatın.” 

Ne olmuştu?

Yazar Murathan Mungan, Yılmaz Güney’in ölüm yıl dönümünde “Yılmaz Güney’in ölümünün 37. yılı. İyi bir yönetmen, iyi bir oyuncu, iyi bir senarist olmasının yanı sıra sinemamızın en iyi yürüyen erkeğiydi. Bir daha kimse onun gibi boynunu hafifçe yana kırarak hüzünle bakarken içimizin en ücra yerine dokunamadı” paylaşımı yaptı.

Mungan’a yanıt veren Farah Zeynep Abdullah, “Sinemamızın en iyi yürüyen erkeği shjs ve kadın döven ve şiddet türleri açısından zengin ve etkili silah kullanan diyelim” ifadelerini kullandı. 

Bu ifadelere tepki gösteren Yılmaz Güney’in ailesi ise “Her türlü kanuni hakkımızı kullanacağız” dedi. 

TIKLAYIN – Güney ailesinden Farah Zeynep Abdullah’a cevap: Şiddetin ve kötülüğün gerçek sahiplerine söz yükseltemediğini görüyoruz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir